4/30/2008

Mardin'de Mittani kültür merkezi










Tarihçiler Mittanileri Kürdlerin ataları olan kavimlerden sayarlar. Mardin Nusaybin Kürd tarihinden esinlenilerek yeni açılacak kültür merkezine Mittani ismi verilmiş. Kürdistan'ın Kürdleştirilmesinde, Kürdistanlaştırılmasında önemli adımlardan biridir.

ANF'nin haberinden kısa bir alıntı:

470 kişilik tiyatro salonu, 480 kişilik çok amaçlı salon, kütüphane, sergi salonu, çeşitli boylarda üç adet atölye salonu, kafeterya, iç bahçe, meydan, çeşitli sosyal donatı alanlarıyla adeta bir krallık sarayını andıran Mittani Kültür Merkezi, 2 Mayıs Cuma günü açılışına başlanacak. Üç gün, üç gece sürecek açılış töreni bir nevi kültür ve sanat festivali gibi düzenleniyor.

Haberin linki için tıklayın.

İtalyanlardan Kürdistan haritası
















(Bu harita haberdeki harita değildir)

Tüm dünyanın Kürdistan'ı bağımsız olarak görmek istediğini hepimiz biliyoruz. Kürdistan'ın önündeki üç engel ise;

- Dünya sistemi
- Türkler
- Kürdler

olarak karşımıza çıkıyor. Türkler Kürdistan'ı sömürmeye devam etmek istiyorlar, dünya sistemi Kürdler olgunlaşmadan türk devletini yıkıp Kürdleri devletleştirerek Kürdistan'da bir kaos olsun istemiyorlar biz Kürdler ise tek siyasi çatı altında biraraya gelip yerel savaş - global diplomasi ile Kürdistan üzerinde uzlaşamıyoruz.

Yine de dünya Kürdistan'ı bağımsız ve eşit görmek istiyor. Peyamner'in haberi:

PNA-İtalya’da Türkiye Kürdistan’ını 'Kürdistan' olarak gösteren harita bastırıldı. Haritada Kürdistan Bayrağı da yer alıyor. Haritanın ülke bayraklarnın yeraldığı bölümde de Türkiye bayrağının hemen çarprazında “Kürdistan” bayrağı yeralıyor. İtalyan Belleti firması tarafından duvara asılmak amacıyla basılan siyasi dünya haritasında Türkiye Kürdistan’ı 'Kürdistan' olarak gösteriliyor.

Haberin linki için tıklayın.

ABD başkanlık adayımız McCain










Kürdler olarak globalleşirken dünya meseleleri de bizi ilgilendirdiği kadarıyla gündemimize giriyor. Amerikan başkanlık seçimlerini de bu şekilde değerlendirmek gerekir.

Peyamner haber ajansı bu seçimlerle ilgili Financial Times'ta yayınlanmış bir yazıyı haber yapmış. Fırsat bu fırsat McCain'i hatırlayalım.

Kürdistan'ın bulunduğu bölgemizde her savaş hali dengeleri bozup Kürdleri güçlendirdiği için bölgede istikrarsızlık mevcut politikamızdır. Dolayısıyla, planlı bir şekilde bölge düzenini yıkan ve Kürdlerle ortaklık arayan mevcut Bush doktrini, Cumhuriyetçi muhafazakar kanat Amerikan sistemindeki bugünkü partnerimizdir. McCain başkanlık seçimlerinde destek verdiğimiz başkan adayıdır.

Haberin linki için tıklayın.

McCain'in kampanya sitesi için tıklayın.

4/28/2008

Facebook'a dikkat

Şunu okuyunuz:

geçen sene Genelkurmay Başkanlığı'nın Facebook içindeki takibi sonucu 370 asker kaçağı nokta vuruşuyla bulunmuş ve askere alınmıştı. Bunun için kullanılan yöntemse basitti. Önce isim araması yapılıyor, sonra doğum tarihi bilgisinden yola çıkılarak kimlik onaylanıyor, ardından sayfasına yazdığı bilgilerden şirketine ulaşarak asker kaçağı çalıştırdıklarına yönelik bir uyarı yazısı yollanıyor. Bu sürek avı halen devam ediyor.

Facebook ve benzeri sitelere kendi isminizle girerseniz özel bilgilerinizi paylaşmayın veya özel bilgilerinizi paylaşıyorsanız kendi isminizi vermeyin.

Haberin linki için tıklayın.

4/26/2008

Koruculara sahip çıkmamız gerekir











Korucular en nihayetinde türk devletinin aldatıp kandırıp bir diğer Kürd'e karşı silahlandırdığı Kürdlerdir. Bu hesaptan, karşı karşıya gelinip çatışıldığında bile yüzüne dönüp: "Yaptığın yanlıştır, biz bir ve aynıyız" demek gerekir. Koruculuğun tek çözüm yolu ulusallaşma çerçevesinde ikna, kazanım ve rehabilitasyondur.

Haber şu:

Hakkâri'nin Yüksekova İlçesi Doğanlı (Ertuş) Kampı'nda 153 korucunun operasyonlara katılmamak için silah bıraktığı iddia edildi. Edinilen bilgiye göre, Hakkâri'nin Yüksekova İlçesi'ne bağlı Doğanlı (Ertuş) Kampı'nda operasyona gitmek istemeyen 83 korucunun dün İlçe Jandarma Komutanlığı'nda çağrılarak darp edildi.

Korucuların silah bırakır bırakmaz darp edilmelerinin sebebi nedir? Peki korucular bu sebebi anlamayacak kadar ahmak mıdır?

Çözüm, korucuları Kürdlüğe ikna ile kazanmaktır; aşiretlerin tükendiğini ve ulusun kazandığını propaganda etmektir.

Haberin linki için tıklayın.

4/25/2008

Türk devletinde şimdi yeni anayasa zamanı











Haşim Kılıç Turgut Özal'ın türk devleti anayasa mahkemesine atadığı bir iktisatçı. Şaşırmayın canım, yoksa siz bu mahkemenin hukuki bir mahkeme olduğunu mu sanıyordunuz? Hayır değil, tamamen siyasi bir mahkeme. Bu saklanan bir gizli bilgi de değil. Üye atamalarında üyelik kriterlerinde hukukçu olma şartının aranmaması size bunu anlatmalı.

Velhasıl-ı kelam, Haşim Kılıç bir iktisatçı. Aynı zamanda bir Nakşi. Eşi de hicabda bir hanımefendi.

Haşim Kılıç, hukukçu olmamasına, yetmezmiş gibi bir de dindar olmasına rağmen bu mahkemenin başına getirildi. Boşuna değil elbette. Getiren güç, onu kullanacağı zamanı da biliyor. O gün bugündür. Haşim Kılıç'ın linkini linkini verdiğimiz açıklaması global oyuncuların türk devletinde yeni anayasa ve Kürd kimliğinin kabulü için düğmeye basmalarıdır. Kılıç'ın konuşmasından kısa bir alıntı yapalım:

Demokrasiler karar alma sürecinde belirleyicidir. Ancak çoğunluğun mutlak yönetimi anlamına gelmemektedir. İktidar yozlaştırır mutlak iktidar daha da yozlaştırır.

Haberin linki için tıklayın.

Türkiye'ye dışarıdan para niye yağar?










Hürriyet gazetesinin konu ile ilgili manşeti şöyle:

Dışarıdan para yağdı, döviz alanın eli yandı

Yükselen döviz kurları, dışarıdan (yabancılardan gelen) ani ve hacimli miktarda para girişiyle aşağı çekilmiş.

Türk devletinin iç ve dış borç toplamının, ödenebilme sınırının çok çok üstünde olduğunu uzmanlar yazıp çiziyorlar. Dolayısıyla bu müdahelenin, global oyuncuların türk ekonomisine hayat öpücüğü olduğunu anlıyoruz. Neden global oyuncular eceli gelmiş bu hastanın ölmesine müsaade etmiyorlar?

Açıkçası, ömrünü tamamlamış bu hasta adamın vasiyetini yazmasına zaman tanıyorlar. Sebep bu. Kürdistan'ın miras olarak bu vasiyetin içinde olduğunu biliyoruz. Umutluyuz.

Haberin linki için tıklayın.

4/24/2008

Qamışlo'ya sahip çıkmak











Kürd aydınlanması şafağının atıp öğlen güneşi sıcağı kıvamında bir ulusallaşmaya dönüştüğünü yaşıyoruz. Ulusallaşma güneşi Güney'den yükseliyor. Selamlamak ve desteklemek, teşvik etmek gerekir.

Bu haber Güney KDP'sinin desteğiyle Suriye Kürdistan'ında 2008 Newroz'unda araplarca katledilen şehitlerimize sahip çıkma etkinliğiyle ilgili. Baş katılımcı ilk gerçek ulusal figürümüz Şivan Perwer.

Uluslararası Şivan Perwer Kültür Vakfı 10 Mayıs 2008 Cumartesi akşamı Almanya’nın kuzeyinde bulunan Hamburg eyaletine yakın Neumünster şehrinde Qamişlo Newroz Şehitleri Mihemed Zekî, Mihemed Mehmûd Hisên û Mihemed Yihya Xelîl’i anma ve Şehit Aileleri ile dayanışma amacıyla Kürdistan Demokrat Partisi 6. Kısım Avrupa Örgütünün desteği ile Kürdistan TV’nın hazır bulunup, çekim yapacağı bir konser organize etmiştir. Bu konserde sanatçılar Şivan Perwer, Chopy, Baha Şêxo ve Gulistan Sobari hiç bir ücret almadan dayanışma amacıyla programa katılmaktadırlar.

Haberin linki için tıklayın.

Orhan Pamuk: Kürdler her haklarını kullanabilmeli











Orhan Pamuk Nobel almış bir uluslararası yazardır. Kürd sorununu Kürdistan'dan soyutlayıp Türkiye sınırlarına ve giderek Türkiye'deki ifade özgürlüğü sorununa indirgemesi tek kelimeyle çapsızlıktır. Bakın ne demiş nobel ödüllü yazar:

Türkiye'de gerçekten de ciddi bir Kürt sorunu var. Benim gibi bir yazar için bu sorunun ulaştığı seviye ifade özgürlüğü sorunudur. Biz bütün Türkiye vatandaşları, barış ve huzur içinde bir arada yaşayabilmek için sadece Kürtler hakkında değil her konuda tam bir ifade özgürlüğüne sahip olmalıyız. Ama bu bizde yok. Küçük bir grup ifade özgürlüğü, azınlıklara saygı ile ordu ya da başka kurumların tam demokrasiden yararlanılmasını engellemediği bir ülke için mücadele veriyor. Kürt sorunu da ifade özgürlüğü probleminin bir parçasıdır.

Elbette ki bu ifade yanlıştır. Kürd sorunu Kürdistan'ın dört ülkeye pay edilmiş olması sorunudur. Kürd sorunu bir ülke sorunudur, bağımsızlık sorunudur.

Diğer yandan yazarın şunları demiş olması ise kavrayış ve evrensellik bakımından çoğu Kürd politkacının önünde olduğunu anlatıyor bize:

Kürt sorununun çözümü tam demokraside, kültürel haklar için saygıda, Kürtlerin her türlü hakkına saygıda ve bunları yaşamasında yatıyor.

Haberin linki için tıklayın.

ABD Suriye'yi yıkacak mı










(Resim: Suriye Kürdistan'ı)

Suriye'nin ABD'nin hedefinde olduğu sır değil. Refik Hariri suikastinden sonra kabaran deniz, neden sonra durulmuştu. İsrail ve Suriye arasında gizli süren barış görüşmelerinin denizin durulmasında etkili olduğu öne sürüldü. Şimdiyse yeni bir gelişme var:

Amerikalı ... bir yetkili, Kuzey Kore'nin Suriye'ye nükleer silahlar için plütonyum üretme kapasitesine sahip bir reaktör yapmakta yardımcı olduğuna dair video kayıtlarını da içeren güçlü kanıtlar bulunduğunu söyledi.

Söz konusu video kayıtlarında, geçtiğimiz yaz Suriye'deki bir nükleer tesiste çalışan Kuzey Korelilerin görüntülerinin bulunduğu iddia ediliyor.

Bunun anlamının ne olduğunu ileriki zamanda göreceğiz; deniz yeniden kabarıyor.

Haberin linki için tıklayın.

Bu generali nasıl bilirsiniz?

















Fotoğraftaki zat-ı muhteremin ismi Raymond Odierno, nam-ı diğer Çuvalcı. Türkler de öyle biliyorlar, Kürdler de. Bakın Hürriyet ne yazmış:

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında, ABD Başkanı G
eorge Bush'a, Centcom komutanlığına Irak'taki Amerikan askeri güçlerinin komutanı Orgeneral Petraeus'u önerdiğini, ayrıca Petraeus'un yerine Irak'taki Amerikan güçlerinin başına, halen Patreus'un yardımcısı olarak Irak'ta görev yapan ve Türk kamuoyunda 'Çuval olayı' ile adı duyulan Korgeneral Raymond Odierno'nun getirileceğini kaydetti.

Şu resmi hatırlıyor musunuz peki:


Haberin linki için tıklayın.

Tarih Kürdistan'da başladı










Yerleşkede odalı evler bulunuyor. Evlerin yatma ve yemek odaları ayrı. Odalar kapısız. Bulgulara göre salonlarda ceylan eti yeniyor ve deriler üzerinde yatılıyordu.
Odalarda ilkçağ insanın uyuduğu ilkel divanlar da mevcut. Kadınlar çocuklarıyla beraber büyük bir yatakta, erkek ise kenarda daha küçük bir yatakta uyuyordu.

Daha önce insanın ilk yerleşik hayata geçtiği yer olarak Filistin düşünülürdü. Buradaki kalıntılar M.Ö. 7 bin yılına ait. Göbeklitepe’deki kalıntılar ise M.Ö. 9.500 yılından kalma.

Kürd yurdunun yahudi yurdundan daha eski olduğu sonucunu çıkarıyoruz, bu bir. Atalarımızın anaerkil olduğu sonucunu çıkarıyoruz (
erkek ise kenarda daha küçük bir yatakta uyuyordu), bu da iki. Yatak ve yemek odalarının ayrı olmasından hareketle de gerçek bir yerleşikliğin ve nispi komforun yaşandığını anlıyoruz.

Bir Kürd haber ajansı olarak ANF'nin türkçe 'Göbeklitepe' ismini kullanmasını, oralı Kürdlerden tepenin gerçek ismini sorup öğrenmeyişini ise mutlaka eleştirmek gerekiyor. 94 veya 95'te, o günkü Gündem veya Ülke'de türk ordusunun bu alanı bombaladığı veya kazıyı yasakladığı, veya üstünü örttüğü gibi bir haber okuduğumu hatırlıyorum. ANF'nin bunu da araştırması ve bulup çıkartması gerekirdi.

Haberin linki için tıklayın.

4/23/2008

AB önce Kürd kimliğini tanısın













ANF'nin haberi AB dönem başkanı Slovenya'nın Kürd sorununun siyasal bir sorun olduğu açıklamasını aktarıyor bize:

Avrupa Birliği dönem başkanı ve AP Başkanı, Türkiye’ye Kürt sorununun çözümü için çağrıda bulundu. Dönem başkanlığı yapan Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk Kürt sorununun siyasi olduğunu belirterek Kürtlerin kimliksel haklarının tanınmasını istedi.

İyi güzel de, yaklaşık 1,5 milyon Kürd'ün yaşadığı Avrupa, önce kendisi düşünmez mi Kürd kimliğini tanımayı ve Kürdlere uygun kültürel ve siyasal düzenlemelere gitmeyi?

Haberin linki için tıklayın.

Böyle Kürd politikası olmaz










Devlet Bahçeli Hasip Kaplan'ı "Gel Hasip öne buyur. Meclis’in renklerini tamamlayalım" diyerek yanına oturtmuş. Resimdeki Hasip Kaplan'ın o andaki memnuniyetinin dışa vurumudur.

Türk meclisini kendimize yabancılaştıramadığımız sürece kan döküp can veren gerillanın beklediği siyaseti yapıyor olmayız. Hasip Kaplan şu mutluluğunun hesabını hangi Kürd kurumuysa muhattap o kuruma vermeli ve uygun şekilde cezasını çekmelidir.

Haberin linki için tıklayın.

4/22/2008

Gerilla vuruyor











Her zaman türk devleti değil ya, bu sefer de gerilla operasyon düzenlemiş:

'18 Nisanda faşist Türk ordu birlikleri tarafından Dersim, Erzincan ve Bingöl üçgenin de bulunan Şehit Hasan ve Şehit Herbıjî alanlarına yönelik operasyon başlatılmıştı. Kızılmecit, Kevırê Spi, Serhat Çayı, Kızıl Vadisi, Tursok, Kevot ve Kırdım alanlarını kapsayan operasyonda, gerilla güçlerimiz 20 Nisanda akşam saat 05.00'te operasyon koordinesinin yapıldığı tepeye yönelik eylem gerçekleştirmişlerdir. Bu eylemde düşmanın birçok ölü ve yaralısı olurken, sayı net olarak tespit edilememiştir. Söz konusu operasyon halen sürmektedir.'

Haberin linki için tıklayın.

G. Kürdistan parlamentosu ve uluslaşma










Dörde parçalanmış Kürdistan'da, özgürlüğe giderken ilerlemiş parçanın geride kalana sahip çıkması esas olmalıdır. Öyle de oluyor. Haber Peyamner'den:

KÜRT PARLAMENTERLERDEN ZANA İLE İLGİLİ KARARA TEPKİ

Kürdistan Bölgesi Parlamentosundan onlarca parlementer Leyla Zana’nınTürk mahkemeleri tarafından 2 yıl cezaya çarptırılması kararına tepki gösterdi. Cezaya tepkilerini gösteren Kürt parlamenterler karardan duydukları hoşnutsuzluklarını dile getiren bir bildiriyi Kürdistan Parlamentosu başkanlığına sundu.


Haberin linki için tıklayın.

Bahçeli: Türkiye'nin ayrışma dinamikleri var












MHP genel başkanı Devlet Bahçeli demiş ki:

Türkiye'nin ayrışma dinamiklerinin etkisini tırmandırması ve etnik bölücülüğün siyasallaşması...

Kısa bir analiz:

Bahçeli diyor ki; Türkiye'de bir etnisite Türkiye'nin ayrışması dinamiğidir.

Peki bu etnisitenin varlığının reddedilmesi ne dinamiğidir? Veya bu etnisitenin mensuplarının yok sayılmayı kendileri açısından savaş ilanı saymaları doğru değil midir?

Siyasallaşmaya gelince; devletleşmedir, Kürdlerin devletleşmesidir. Analizleriniz yerindedir Bahçeli, korkunuz da. Kürdistan Türkiye'den, Kürdler türklerden kurtulacak. Harita'da Irak'tan kurtarılmış Kürdistan parçasını kırmızıyla işaretlenmiş görüyorsunuz.

Haberin linki için tıklayın.

4/21/2008

Türklerin 23 Nisan soytarılığı










(Resimdekiler Kürd çocukları)

Türkler bu seneki 23 Nisan kutlama teması olarak 'barışı' seçmişler.

2008 kutlamalarına katılmama sebepleri nedir bilemiyoruz ama çocuklarını Kürd kanı döken bir 'barışa' bu yıl göndermeyen ülke veya gruplar şunlar:

Afganistan, Angola, Batı Trakya Türk Grubu (Yunanistan), Çek Cumhuriyeti, Ekvator, Endonezya, Fildişi Sahilleri, Finlandiya, Fransa, Gabon Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Hollanda, İspanya, İsrail, İsviçre, Karadağ, Kazakistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Libya, Moğolistan, Polonya, Rusya Federasyonu Başkurdistan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu Saha Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu Tataristan, Vietnam.

Kürd bebelerinin ölüm fermanını defalarca kere çıkarmış TBMM isimli kurumun kuruluşunun kutlanması kanımıza dokunuyor. Diplomasi bu tür(k) pespayeliklerin(in) teşhiri ve türk devletinin uluslararası izolasyonu için gereklidir.

Haberin linki için tıklayın.

Kürd aydınlanması uluslaşmaya dönüşüyor











Uluslaşmadan ne anlamak lazım? Bir topluluğun ulus olarak örgütlenmesini elbette. Örneğin Kürdistan'ı uluslaştırmak demek;

- 1 devlet
- 1 devlet başkanı
- 1 tapu kayıt sistemi
- 1 emeklilik fonu, vb

sahibi olmak; 40 milyonu tek çatı altında birleştirmek demektir. Ve elbette 1 (bir) gazeteciler sendikasının Kürdistan'ın dört yanına sahip çıkmasını da anlamak gerekir.

Türk devletinin Dicle Haber Ajansı muhabirlerine yönelik tutuklamalarını Kürdistan Gazeteciler Sendikası protesto etmiş. Yani kendi ulusundan gazetecilere, kendi ulusundan olmaları sebebiyle kendi ulusunun gazeteciler sendikası sahip çıkmış. Yerindedir.

Haberin linki için tıklayın.

Bahoz Erdal'ı nasıl bilirsiniz?









Bahoz Erdal. HPG Ana Karargah Komutani. Diğer bir deyişle Kuzey Kürdistan silahlı kuvvetleri genelkurmay başkanı. Sadece askeri nitelikleri olan biri olmadığını da çeşitli vesilelerle öğreniyoruz.

Suriye Kürdistan'ından Erdal'ın türk devletinin içinden geçtiği çalkantılı dönemle ilgili çok isabetli görüşleri var:

Kara operasyonunun sonuçları çok boyutlu olmakla birlikte ilk etapta muhalefet ve ordu arasında çelişkilerin baş göstermesi şeklinde kendisini dışa vurdu. Yine AKP'ye kapatılma davasının açılması ve devlet içindeki kliklerin çatışmaların su yüzüne çıkması da bu operasyonun sonucuyla bağlantılıdır. Herkes elde edilecek bir başarıdan pay almaya hazırlanırken yaşanılan yenilginin sonucunu birbirlerine yüklemeye her biri bir diğerini sorumlu göstermeye çalıştı.

Düşmanımızı böylesi isabetle analiz eden savaşçılara sahip olmamız Kürdler olarak avantajımızdır. Zafer, haklı olduğumuz için değil, ona giden yolu emin adımlarla döşediğimiz için bizim olacak.

Haberin linki için tıklayın.

Sana ne İsrail'den, Filistin'den?













Ceyda Karan Radikal'de yazan bir türk. Bu yazısında 'göya' Amerika'nın ne kadar da İsrail güdümünde bir devlet olduğunu yazıyor. 'Göya' filistini destekliyor; 'göya' filistin üzerindeki İsrail baskısını kınıyor ve teşhir ediyor...

Utanmaz bu türkler. Kürdler üzerindeki türk işlencesini gör(e)meyenin benzerlerini görme hakkı olabilir mi? İnandırıcılığı olur mu?

Ne Filistin Ceyda Karan'ın algılattığı kadar masumdur, ne de İsrail o kadar suçlu. Mazlumlar düellosudur Kudüs etrafında cereyan eden. Peki ya Kürdistan?

Türkler aşağılıktır!

Haberin linki için tıklayın.

4/20/2008

Yüksekova Haber neden başarılı?











Kürdler tasarlanmış bir topluluk değildir. İnsanların yaşadıkları topraklar ve o topraklarla ve o topraklarda birbirleriyle kurdukları ilişkiler köklüdür; varoluşsaldır. Bu haliyle Kürdler önce yerel kimliklerine sahiptirler. Yerel Kürd kimlikleri Kürd ulusalcılığının temel taşlarıdır.

Kürd haberciliğinde de yerel haberciliğin, Kürdlerde yerelliğin esas olmasından dolayı gelişmesi gerekiyordu. İlk örneği elimizde. Başarılı bir örnektir.

Yüksekova Haber, Hakkari'li bir yayın organı, haberleri de genel olarak Yüksekova'yla, Hakkari'yle ve civarıyla ilgili. Önemli meseleler olduğunda ulusal haberleri de okuyabiliyorsunuz. Bu haliyle gerçek bir yerel yayın organıdır. Başarısının ardında bu yatmaktadır.

Yüksekova Haber sitesi için tıklayın.

Türk ideolojisi ve DTP'nin kuşatılması çabası











Radikal'in haber başlığı şöyle:

Türkiye'de bir sol geleneği: Birleşmeden bölünmek

DTP'nin geçmişini hatırlayalım:

- HEP: Kürd Partisi olduğu için kapatıldı
- DEP: Kürd Partisi olduğu için kapatıldı
- HADEP: Kürd Partisi olduğu için kapatıldı
- DEHAP: Kürd Partisi olduğu için kapatıldı
- DTP: Kürd Partisi olduğu için kapatılması isteniyor.

Türkiye'nin Kürd partileri, aslında işgal Kürdistanı'nın Kürd partileridirler. Kapatılmaları, Kürdistan'ın dirilişini engelleme çabasındandır. Yasaklı olan Kürdistan'dır.

DTP kapatılacak bir Kürdistan Partisi olduğu için, Kürdistan'ın da Türk Devleti'ne sabrı olmadığı için Kürd siyasetçileri yeni partiyi hızla, alelacele kurmak istiyor. Bir grup DTP'li, aynı zamanda Türkiye'li olduklarından, "Türk solcularla ittifak içinde olalım" diyor. Ağırlıklı grup DTP'li ise "Türkler adam olmaz, kendi işimize bakalım" diyor. Dolayısıyla Radikal gazetesinin Kemalist ideolojinin uzantısı olarak ifade ettiği "Türk Solu'na özgü bir hastalık' yok ortada; Kürdlerin kendilerini Türklerden ayrı koyması tartışması var.

Haberin linki için tıklayın.

Ne oluyor?










PKK'nin AB terör örgütleri listesinden çıkarılmadığına ama orada tutulmasının hukuki olmadığının karar altına alındığına değinmiştik. PKK adına İsmet Şerif Vanlı'nın itirazı, karara itiraz haklarının tanınmayışına dairdi. Bu itiraz haklı görüldü ve PKK listeden çıkarıldı. Bundan çıkan sonuç, yeni bir değerlendirmeyle PKK'nin tekrar ve kolayca o listeye alınabileceği.

Berlin'den gelen haberler bu nedenle hoş değil. PKK'li gençler ile Alman polisi arasında çatışma çıktığını okuduk.

PKK'nin olayı objektif olarak soruşturup olayın nahoşluğu üzerine Alman makamlarıyla diyaloğa girmesi gerekir. Alman - Türk diyaloğu gelişiyor da Kürdlere saldırılıyor deyip suçu Alman makamlarına atıp işin içinden sıyrılmak günü kurtarır, çözüm diyalogda ve Kürd diplomasisini geliştirmededir.

Haberin linki için tıklayın.

4/18/2008

Kürd uluslaşması ve Mesud Barzani










Çağımızda uluslaşma globalleşmedir, kimliğinizi global bir kimlik haline getirmedir. Mesud Barzani'nin son çıkışı Kürdlerin global kimliklerinin farkına varmalarında, global oyuncuların da Kürd kimliğini tanımaları yolunda önemli bir adımdır.

Açıklamadan bir bölüm:
Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani, yaptığı açıklamada diktatör Saddam rejiminin Kürt halkını ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirdiği büyük katliam Enfali ''Soykırım'' olarak dünyaya tanıtmakla sınırlı kalmayacaklarını belirterek ''bu büyük katliamda diktatör rejime kimyasal madde sağlamakla destek veren yabancı ülke ve şirketler de gerekli cezayı almalı'' şeklinde konuştu.

Haberin linki için tıklayın.

Bulgarlar türklerden öğreniyorlar














Haber şu; 3 türk balıkçı Bulgar sularına giriyorlar. Bulgar sahil güvenlik 'dur' emri veriyorlar. Türk balıkçılardan biri türk karasularına kaçmak isterken bulgarlar tarafından vuruluyor. Buraya kadar olan kısım tipik Ortadoğu'lu veya Balkan'lı; her iki bölgeye kültürü yerleştiren de türkler. Bu haliyle bulgarlar türklerden öğrendiklerini uyguluyorlar.

Kürdler, Kürdistan'ı dörde bölen haritada; bırakın Kürdistan'ı, aşiretlerin binlerce yıldır kendilerine ait olan ve serbestçe gezmeye ilahi hakları olan topraklarında gezmelerini engelleyen haritada türkler tarafından 'kaçakçı' suçlamasıyla 350 - 400 yıldır öldürürler. Türk halkı bu duruma itiraz etmek bir tarafa, 'egemenlik hakları' gereği normal ve doğal karşılar. Oysa Kürdistan Türk egemenliğinde doğallığını yitirmektedir ve bir an önce Türklerden kurtarılmalıdır.

Peki ya Bulgaristan? Bulgarlar Türklerden yakalarını 95 yıl önce kurtarmışlar. Toprakları ve suları egemenlik alanlarıdır. Türklere, o toprakların türk toprağı olmadığını hatırlatmaları haklarıdır. Ulusal haklarıdır. Gün gelip biz de bu hakkımızı kullanacağız. O gün gelinceye kadar 'uyanık balıkçının' 'kazara' vurulmasına türk tepkisini okuyacağız.

Haberin linki için tıklayın.

DTP ve Aysel Tuğluk










Aysel Tuğluk ismi gündemimize ilk ne zaman düştü tam olarak hatırlamıyorum. Bildiğim 'Kürd siyaseti erkek egemen dil kullanıyor' demesiyle beraber Kürd siyasetinin en istenmeyen kişisi ilan edildiği. Sonrasında Amed'den Kürdlerin temsilcisi parlamenter olarak seçilip Ankara'ya yollandı.

DTP'nin, PKK'nin revize edilmiş Bağımsız Kürdistan stratejisinde ne ifade ettiğini Kürdlerin doğru anlayabildiğinden emin değilim. Açıkçası DTP Kürdleri Türklerden koparmanın aracıdır. Türklerle Kürd olarak beraber ve Türkiye çatısı altında yaşamak istiyoruz diye barışçıl metodlarla bastıracak ve buna cevap vermeyen Türk Devleti hem PKK savaşına meşruiyet vermiş olacak hem de Kürd kitlesinin Türklerden uluslaşarak ayrılmasının düşünsel ayrışmasının ilk adımını oluşturacak. Bu haliyle DTP enfes bir Kürd stratejisidir; Kürdlerin Türklerle yaşayamayacağının somutudur.

Aysel Tuğluk bakın son açıklamasında neler demiş:

"Türkiye’de birlik çözümüne dair anayasal adımlar atılmazsa, Kürtler milliyetçi ve daha radikal politikaları benimseyebilirler. Bu tehlikeleri hep birlikte önlemenin yolunu bulmalıyız. Şiddet olgusu ne bir hak arama yöntemidir ne de bir bastırma yöntemidir. Çağımız bu anlayışı reddediyor. Demokraside ısrar edilmeli ve çatışmasızlık hali sağlanmalıdır. DTP olarak bunu sağlamanın arayışındayız. Meclis zeminine ve siyasetine inanıyoruz. Bu imkan değerlendirilmezse, hepimizi çok zor bir süreç bekleyecektir ve Kürt sorunu şiddet eksenli gelişecektir."

Diline sağlık Aysel diyoruz.

Haberin linki için tıklayınız.

Kürdlerin bağımsızlık savaşı terörist faaliyet değildir














Çok yakın zamanda PKK'nin AB terörist örgütler listesine haksız yere alınmış olduğunu ve bu hatanın düzeltildiğini okuduk.

İnternetten epey verimli bir şekilde yararlandığımız sır değil. Bağımsızlık mücadelemizi internete taşımamız hayatidir.

Bugün gelen bir haber AB'nin anti-terör yasasını sıkılaştırdığı yönünde. Durumun Kürdleri etkilemeyeceğini varsayıyoruz. Her ne kadar Kürdlük PKK'den ibaret bir olgu değilse de, halihazırda PKK'nin Kuzey Kürdleri için yegane alternatif olduğu gerçeği var önümüzde.

Umarız bu yasa Kürdleri hedeflemesin. Durup dururken Kürdleri terörize etmek olur.

Öcalan: Kürdler, Kürd - Türk savaşında kazanırlar









16 Nisan 2008 tarihli görüşme notlarında Öcalan, PKK ve PDK (veya KDP) için şu belirlemede bulundu:

KDP ve PKK de aslında birdir, birbirinden ayıramazsın. ...objektif durum budur.

Kendi yorumum Öcalan'ın PKK'ye net bir yön çizdiği yolunda. PDK'nin izlediği yol Kürd devletleşmesi olduğuna göre PKK'ye çizilen yol hem Güney devletine katılması hem de Kuzey'i PDK ile birarada devletleştirmesidir.

Öcalan'ın diğer analizi şu:

Türklerle Kürtleri çatıştıracaklar, İsrail-Filistin gibi olacak ama ne olursa olsun bu savaşta Kürtler kaybetmez, kazançlı çıkar. Kürtler artık bu saatten sonra kaybetmez. Kürtlerin örgütlü gücü var, imkanları var. Savaşı kaybeden taraf olmayacak. Türkiye mevcut durumunda ısrar ederse sonu Irak gibi olur.

Diğer açıklamalara değinmeye, onları ciddiye almaya gerek yok, buraya aldıklarımızın paketidirler.

Haberin linki için tıklayınız.

Kürd milleti bağımsızlaşacak










HPG şehitlerinin cenazeleri Kürdistan'da ve Kürdlerin yaşadığı diğer şehirlerde büyük bir coşkuyla ve korkusuzca sahipleniliyor. Şehitlerin cenazelerinde şehit yakınları ağıtlarını özgür vatan tutkusuyla birarada dile getiriyorlar:

Ellerine kına yakılan Er’in ağabeyi Bilal Er, “O Dersim dağlarını çok severdi. O dağlara aşıktı. O Dersim dağları ile nişanlandı. Bugün onun nişan günüydü ve düğünüydü. Onun için kınalar dağıttık” dedi. Fuat Turgay’ın babası Abdulrezzak Turgay ise, “Hoşgeldin sefa geldin. Bütün arkadaşların gibi şerefinle onurunla geldin. Tüm arkadaşlarınla beraber hoşgeldin” diye konuştu.

Türkler ve Türk Devleti ile Kürdlerin yolu ayrılmıştır. Gerisi Kürd Devleti'ni Kürdistan'da egemenleştirmektir.

Haberin linki için tıklayın.

4/17/2008

Utanmaz türkler Hatay'da











Hatay Cumhuriyeti'ni duymuşsunuzdur. Cebren ve hile ile 'aziz vatana' katmışlardı. Kattıktan sonra hülyası dahi yeşermesin diye parlamento olarak kullanılmış olan binasını porno filmler oynatan bir sinemaya çevirmişlerdi. Türk usülü ve tam da türklere yakışan türde bir pislik.

Radikal gazetesinden Funda Özkan kızımız, o parlamento binasında porno film oynatılmasına, dönme mi, devşirme mi nasıl tanımlarsanız öyle olan kişiliksiz başkanın neden son vermediğini sormuş. Kişiliksiz başkan o esnada ağzına almaya layık olmadığı 'Antakya', Antiochos şehrinin destansı tarihinden bahsediyormuş...

Altı pislik, üstü pislik... Pislikle pisliğin üstünü örtmek istiyorlar.

Haberin linki için tıklayın.

Türkler yine türklük yaptılar










American Turkish Council, yani Amerikan Türk Konseyi 2008 Washington toplantısı. Tarih 17 Nisan ve yemekli toplantı var. Giriş ücretli. Masa ve sandalye sayısı sınırlı. Davetlilerden biri Condoloeeza Rice.

- Bilmece bildirmece dil üstünde kaydırmaca, Türk ne yapar?
- Sahte bilet yapar ve satar.
- Doğru. Peki Amerikalı ne yapar?
- Yakalar.
- Bu da doğru.

İnanmıyorsanız haberin linki için tıklayın.

Teknoloji harikası telsiz!














Haberimiz Hürriyet gazetesinden. Başlık: Terör ininde teknoloji harikası telsiz. Harikanın teknik özelliklerine bakar mısınız:

- 220 hafıza kanalı
- AM Uçak, AM Radyo Yayını, FM Radyo Yayını, FM Haberleşme modülasyonları var.
- Arkadan ışıklandırmalı keypad
- Spectrum Analyzer
- Isı göstergesi
- Basınç ve yükseklik göstergesi
- Otomatik kapanma (APO)
- ADMS-1E ile bilgisayar bağlantısı

Kısacası sıradan bir telsizden bahsediyoruz. Gerillanın walkie-talkie kullanmasını beklemiyorduysanız elbette. Aletin birim fiyatı da 500 USD'nin altındaymış. Dolayısıyla amaç PKK'nin teknolojik üstünlüğü ve saire değil. Bu bahane, amaç başka.

Türk ordusu yeni bir silah alım veya otomasyon projesi için Hürriyet aracılığıyla düğmeye basmış bulunuyor. Birileri yine emekliliğine yatırım yapıyor. Marmaris'te köşk almak / yaptırmak kolay mı sanmıştınız? Efendim?

Haberin linki için tıklayınız.

Federal Irak Parlamentosu Enfal’in Kürd soykırımı olduğunu kabul etti!










Irak Parlamentosu'nun 'Enfal'i Kürd soykırımı olarak kabul etmesi tarihidir. Bu karar, Birleşmiş Milletler'e yapılmış olan aynı amaçlı başvurunun Türk itirazına uğramasının önünde aşılmaz bir bariyer olacaktır.

Dersim Soykırımı'nın BM'de ileriki tarihlerde dile getirilmesine de zemin oluşturacaktır.

Rizgari Online'ın KurdistanTV'den derlediği haberi:

15 / 04 / 2008 - Bugün toplanan Federal Irak Parlamentosu, Kürdlere karşı gerçekleşen Enfal (Katliam) hareketini resmen soykırım olarak tanımladı. Kürdistan Bölge Hükümeti (KRG) Enfal ve Şehit Bakanı Çınar Seed’in de hazır bulunduğu özel oturumda ilk önce Bakan Seed, diktatör Baas rejimi tarafından Kürdlere karşı gerçekleşen soykırım hakkında bilgi verdi. Federal Irak parlamentosunun Enfal’ı soykırım olarak tanımasından dolayı Parlamento üyelerine teşekkür eden Bakan, biran önce soykırıma neden olanların cezalandırılması ve meydana gelen zararların karşılanması gerektiğini belirtti.

KTV’nin bildirdiğine göre Parlamento oturumunda daha sonra soykırıma maruz kalanlara tazminat ödenmesini öngören tasarı oylandı. Tasarı oybirliğiyle kabul edildi.

Haberin linki için tıklayınız.